Posts Tagged ‘ Amsterdam ’

Birini Seviyorum

Birini Seviyorum

Gece karanlığında loş bir oda… Odanın içinde biraz oksijen ve eksikliğini hissettiğim bir şeyler. Herkesten her şeyden kaçtığım bu diyarda uzun süredir yazıyorum. Tahta kalemimin ucu bitti elim masanın üzerindeki kırmızı kalemtıraşa uzanıyor. Yatak başında dünyamdan diğer dünyalara açılan bir boşluk var bildiğim, oraya doğru savuruyorum kalem artıklarını.

Yıllarca çok aşk yazdım. Fakat hiçbir zaman aşk adamı olamadım belki de. Gerçekliğimin dışındaki dünyada hiçbir zaman aşkın ana karakteri olamadım. Bu benim eksikliğimidir bilemem ama biraz toplumsal gerçekliklerle aramdaki sorundan kaynaklı diye düşünüyorum. Hiçbir yere ait olmamak mıdır beni bu duruma getiren? İnsan ilişkileri konusunda hiçbir zaman onaylanan düşüncelere inanmadım. Bu konuda herkesle çatıştım. Karşı çıktım isyankâr oldum. Daha öncede böyle şeyler olmuştu fakat ben bu sefer gerçekten âşık oldum. Nasıl oldu? Onu gördüm. Onu dünya gözüyle tekrardan gördüm.

Karanlıktı çok karanlık. Yıllar önce Amsterdam’da gördüğüm “Nightwatch” portresi gelir aklıma. Zorbaların arasında kalmış şaşkın bir şövalyeymişim meğerse. Ona korkak gözlerle bakıyormuşum. Sonradan itiraf ettim kendime. Portreye her baktığımda bu yorumları yaparım işte diğerlerinden farklı olarak.

Devamlı kafasında düşüncelerle savaş halinde bir şövalye nasıl atından inip herkesin ortak gerçeğine dönebilir? Yıllarca beyinde atan bir kalp nasıl bu sefer tam sol tarafta böylesine hızlı çarpar. Son zamanlarda sadece onu düşünmemin sebebi kalbin beyni yenmiş olması mıdır?

Çok zor, zor sevda, zor biri biliyorum. Devamlı çatışma halindeki bir beyin böyle bir kızı tahayyül edebilirdi diyorum içimden. Yıllarca beyinde süren savaş kalp ile beyin arasında bir köprü kurup ona ulaşmalı bir şekilde, ama nasıl? Bu konularda becerikli olduğum söylenemez.

Yıllardır her gördüğüm insanı bir anda analiz eden ben. Seni neden tanımakta zorluk çekiyorum? Kaçıyor musun aşktan ve sevgiden acaba? Bu kaçış nereye kadar? Tüm bedenini siyah örtülerle örtmüş bir kadında bile sol yanında atan bir kalp vardır mutlaka. Ve gözleri bağlanmış o insanda karanlık ve örgülerin altından baktığı dünyada sevdiği bir insan. Kandıramazsın beni, aldırmaz tavırlarınla.

Merak, mutluluk, heyecan ve evham yıllardır anlamakta zorlandığım duygular. Bizi biz yapan duygular bunlar mıdır diye sorar dururum kendime? Evhamlarının yaşamını durdurmasına izin verme. Tekdüzelik sıkıcıdır heyecan ara. Merak ve mutluluk besleyecektir onu. Galiba farkında olmadan aşkın ve sevginin tarifini yapıyorum. Ya da yine bana öyle geliyor. Bugüne kadar bana göre geldiğince düşündüm. Bundan sonra birazda sana göre geleni düşünelim olmaz mı?

Duygular ve insan psikolojisi bunları anlamak anlamlandırmak çok zor. İnsan yaşarken de meraklı ve heyecanlı, ölürken de. Son nefesini verdiği dakikalarda yalnızsa insan, geride kalanlar büyük merak ve heyecanla birazda üzüntüyle öldüğünü zanneder ölenin. Oysaki etrafında binlercesi olanlarda aynı şekilde ölür bence.

Aşkın bittiğini anladığında eski hayatına geri dönüyorsun ya. İş, güç, dersler, okul bide böyle saplantılı olduğun şeyler filan bunların önem sırası yükseliyor ya birden. Çok garip bir duygu alkolün etkisinden yeni kurtuluyorsun, mutlusun ama yeniden sarhoş olmak istiyorsun…

Tarif edilemez bu yalnızlık duyguları içerisinde. Bir kızı sevdim işte. Hepsi bu. Ona anlatmak istediklerimde bunlar.

Ben seni seviyorum. Sende beni seviyorsun biliyorum. Beni böyle kesin yapan nedir? Duygular mı? Yaşamak istediklerim mi? Galiba böyle durumlarda tek doğru olan sevgi sana olan sevgim…

Alican ÖZER

ozeralican@hotmail.com